8 Ocak 2016 Cuma

THE SKIN THAT I LIVE IN: CİNSİYET DEĞİŞTİRMEYİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ HİÇ?



Cinsiyet değiştirmeyi düşündünüz mü hiç? Herhalde bir çoğumuz bunun uçuk bir düşünce olduğu konusunda hemfikiriz. Peki, daha ileri gidip şöyle sorsam: Birisi sizi kaçırıp cinsiyetinizi zorla değiştirse…


2011 yapımı İçinde Yaşadığım Deri ya da İspanyolca adıyla La Piel Que Habito İspanyol sinemasının büyük isimlerinden Pedro Almadovar’un yönetmenliğinde çekildi. 
Bir araba kazasında yanarak ölmekten son anda kurtulan eşini yanıklardan oluşan görüntüden kurtarmak için yeni bir deri yaratmak üzerine çalışmalar yapan estetik cerrahı Dr Robert Ledgard on iki yıl boyunca evindeki laboratuvarında çalışmaya devam eder ve domuz-insan kanı karışımıyla elde ettiği bir deri üretir. 

Eşinin yanmış vücudunu görmesi üzerine intihar etmesi ve küçük kızlarının da buna şahit olmasından sonra büyük depresyon geçiren aile iyice hassaslaşmıştır.



Gerilim türündeki film, Fransız polisiye yazarı Thierry Jonquet'in Tarantula isimli 2005 tarihli romanından uyarlandı. Yönetmenin 20 yıl sonra Antonio Banderas'la tekrar bir araya geldiği 'The Skin That I Live In', kızına tecavüz eden bir adamdan intikam almaya çalışan psikolojisi bozuk bir plastik cerrahın saplantılarını ve hücrelerle ilgili yaptığı araştırmalar sayesinde yeni bir insan derisi yaratmasını konu alıyor. 
Aslında film tanıtımının ardından kendi düşüncelerimi, filmin beğendiğim kısımlarını paylaşırım fakat bu defa farklı olacak. Çünkü film o kadar süprizlerle dolu ki en az bilgiyle izlemeniz çok daha fazla heyecan verecektir. İlginç bir hikaye ve ilginç olaylar dizisi. Şimdiden iyi seyirler…


0 yorum:

Yorum Gönder

BİZ KİMİZ?

Biz, farklılıkları biraraya getirmek isteyen sanatseverleriz.
Bumerang - Yazarkafe