Yetişkinlerin dünyasına çocukların gözünden bakan kitaplardan biri Küçük Prens. Yıllardır hakkında konuşuluyor , yazılıyor , tartışılıyor. Telif yasağının kalkmasıyla birlikte pek çok yayınevi tarafından da basılabiliyor artık. Bu incecik , hikaye görünümlü ancak roman doluluğunda kitaba dair birkaç şey de ben söylemek istedim.
"Dilediğim gibi harcayacak elli üç dakikam olsa,"dedi Küçük Prens. " Bir çeşmeye doğru keyifli bir yürüyüş tuttururdum."
Eğer uslu durursa ona koyununu bağlaması için bir ip verileceği söylendiğinde çok şaşırıyor Küçük Prens. "Bağlamak mı ? Ne saçma düşünce." Tek başına yaşadığı gezegende hükmedecek kimsesi olmayan kraldan kendi kendimizi yargılamayı öğreniyoruz. Fenerci dostumuz işini sevmediği için mi zamandan şikayet ediyor acaba diye düşünürken hayatımızı sorguluyoruz bir bakıma. Başta sadece tavuklar ve avcılar hakkında konuşan ancak evcilleştik sonra Küçük Prens'e sorgulamayı öğreten tilki bize de rehberlik ediyor bazı konularda.
"Güzelsiniz , ama boşsunuz ,"diye devam etti Küçük Prens." Uğrunuza kimse can vermek istemez. Elbette yoldan geçen sıradan biri gülümü gördüğünde size benzediğini sanacaktır. Ama, o tek başına hepinizden daha önemli, çünkü benim suladığım gül o. Çünkü üzerini cam fanusla örttüğüm o . Çünkü , esen yelden siperlikle koruduğum o. Çünkü, kelebek olması için bıraktığım bir ikisi dışında , üzerindeki tırtılları ayıkladığım o. Çünkü sızlanmalarına , böbürlenmelerine , hatta suskunluklarına kulak kesildiğim de o. Çünkü o benim gülüm.
Hepimiz kendi gülümüzden sorumluyuz bu hayatta. Emek verdiğimiz kadar varız. Sahip çıktığımız ölçüde ait.
Dilediğiniz gibi harcayacağınız elli üç dakikanız varsa eğer bu kitaba bir şans verin.
çok güzel :>
YanıtlaSilTeşekkür ederiiimmmmmm ^.^
YanıtlaSil