8 Ekim 2015 Perşembe

SORUNLU AİLELER VE SORUNLU ÇOCUKLARI

Sorunlu aileler, sorunlu çocuklar, her telden çalan kafalar, kırılan kalpler, ergenler, ergenlikten kurtulamayan yetişkinler, çılgın yaşlılar hepsi bir araya geliyor ve mükemmel filmler yaratıyorlar. Hayatta gerçekten böyle aileler olduğundan şüpheliyim, pek yaşadığımız yer ile bağdaşmıyorlar. Ama yine de buralardalar biliyorum. Hepsi de yaşamın birer parçası. Belki hep birlikte bulunmuyorlar, belki ayrı yaşıyorlar ama varlıkları devam ediyor. Aile, dünyanın belki de en zorlu kurumu. Bazıları ailenin, birey özgürlüğünü kısıtlamak için devlet ya da sistem tarafından uydurulan bir kurum olduğunu düşünüyor. Malum aileniz sizi sahiplendiği için onlar sizden sorumlu, siz de onlardan sorumlusunuz. Sizi istedikleri gibi kısıtlayabilirler, üstelik hiçbir gerekçe söylemeden. Ya da gram ilgilenmeyip duygusal boşluğa düşmenize neden olabilirler. Her türlü durumda sizin hayatınızı yüzde doksan şekillendiren bir etmen. Bu nedenle senaristlerin, yönetmenlerin sık sık ele aldığı ve genel olarak da psikolojik gerilimli filmler yaratmada önemli bir konudur aile. O filmlerden bazılarını sizler için listeledim. İşte o kısacık liste. İyi seyirler...

1- Little Miss Sunshine (2006)


Ailedeki küçük kız Olive'in hayali olan güzellik yarışmasına Olive'i yetiştirebilmek için bir minübüse doluşan anne-baba, dayı, abi ve büyükbabadan oluşan ailenin yolculuğunu anlatıyor Little Miss Sunshine. Yolda başlarına gelmeyen kalmıyor, hatta büyükbabaları vefat ediyor. Olive'in abisi Swayne ergenliğinin doruklarına ulaşıp yol boyunca tek bir kelime konuşmuyor. Dayıları ise tamamen ayrı bir delirmiş birey örneği. Yarışmaya yetiştiklerinde, yarışmanın tam bir fiyasko olduğunu fark ediyorlar. Çocuk istismarının nirvanaya ulaştığı bu yarışmada Olive'in dansı her ne kadar bir çocuğa uygun olmasa da diğerlerinden çok daha doğal ve komik görünüyor insanların gözüne.

2- Everybody's Fine (2009)



Kadrosunda Robert De Niro, Kate Beckinsale, Sam Rockwell ve Drew Barrymore'u barındıran Everybody's Fine harika bir dram filmidir. Annelerini kaybeden dört kardeş, babalarının yaşadığı şehirden tamamen farklı yerlerde kendi yaşamlarını kurmuşlardır. Çocukların babalarını ziyarete gelmeleri gereken zamanda kardeşleri David'in Meksika'da uyuşturucudan tutuklanıp hayatını kaybettiğini öğrendikleri için de ziyareti iptal etmek zorunda kalırlar. Bu durumda babaları onları teker teker ziyaret etme kararı alır. Frank'in bu yolculuğu, onun hayatının yolculuğu olur. Çocukları ilk defa ona içlerini dökme fırsatı bulurlar. Daha önce hiç gerçek bir konuşma gerçekleştiremedikleri için de bu durum Frank için bir çeşit yıkım olur.

3- We Need to Talk About Kevin (2011)



Bir anne oğul ilişkisi ile ilgili olan filmimizde Ezra Miller ve Tilda Swinton oyunculuklarını döktürme imkanı bulmuşlardır adeta. Bir anne, oğlunu hem sevip hem ondan nefret edebilir mi? Bir çocuk doğuştan tuhaf(!) olabilir mi? Peki biz izleyiciler Kevin'ı öldürmek istemeden onu izleyebilir miyiz? İşte böyle soruları kafanızda belirtiyor We Need To Talk About Kevin.

4- Pieces of April (2003)



Ailesinden ayrı, sevgilisiyle birlikte yaşayan April ailesiyle çok sorunlu bir şekilde yollarını ayırmıştır. Buna rağmen onlarla arasını düzeltmek uğruna onları evine davet eder. Filmin konusu ailenin bir araya gelip yemek yemesi değildir. Biraraya gelebilmek için geçirdikleri -atlattıkları- yolculuktur. April yemek konusunda pek de iyi değildir ve başına gelebilecek her şey gelir. Annesi ise kanser hastasıdır ve aklı da pek yerinde gibi değildir. Herkes April'ı görecekleri için endişelenmekten birbirine girer. Birçok kez yollarını değiştirirler, ama sonunda gidecekleri yer yine bellidir.

5- The Tree of Life (2011)



The Tree of Life kesinlikle izlenmesi gereken filmler arasında yerini alıyor benim gözümde. Sadece konusu, felsefik tavırları, replikleri, monologları, aile üyelerinin birbiriyle olan ilişkileri açısından değil, sinematografisi de bir harika olan bu filmi sırf ters ışıkları için bile izleyebilirsiniz. Zor bir baba ile çocuk olmak, anne olmak, özgür olmak için çabalayıp duran çocuklar ve anneleri üzerine yoğunlaşan The Tree of Life'ı izlemek bazıları için zor olabilir. Popüler piyasa filmleri gibi çok akıcı, aksiyon dolu ya da komedi ağırlıklı bir film değil. Felsefi açıdan sizi fazlasıyla düşünmeye itebilir.

6- The Virgin Suicides (1999)



Amerikan muhafazakar aile yapısına bir eleştiri olarak yapılan The Virgin Suicides, hiçbir şey yapmalarına izin verilmeyen 5 genç kızın ailelerinden ümidi kesip birer birer intihar etmesini konu ediniyor. En küçük kardeşlerine genç kız demeye cesaret edemiyorum aslında. Daha henüz bir çocuk olan Cecilia, ilk intihar eden aile üyesi oluyor. O yaşta bir çocuğu yaşama isteğinden soğutmayı hangi koşullar sağlayabilir, nasıl ebeveynlere sahip olunabilir bunun için, insanı çok fazla düşündürüyor. Sofia Coppola'nın yönetmeni olduğu bu film bir kitap uyarlaması olup Coppola'nın en başarılı filmleri arasında yerini alıyor.

7- Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi (2011)



Onur Ünlü'nun yönetmeni olduğu bu filmde ne hayal kırıklığına uğrarsınız ne de çok beğenerek filmi bitirirsiniz. Bu film konusunda tam ortada kalmış durumdayım. Pek güldürmüyor, dram değil ağlatmıyor, ama zekice yapılmış kurgusuyla insanı bir şekilde kendisine çekiyor. Celal Tan, kendinden neredeyse 25-30 yaş küçük biriyle evlenen bir aile babasıdır ve bir gün karısının öldürülmesi üzerine olayın araştırma süreci başlar. Bunun devamında da bu garip ailenin sorunları ve sırları baş gösterir.

8- The Royal Tenenbaums (2001)



Wes Anderson'un The Grand Budapest'inden sonra en güzel filmi bence The Royal Tenenbaums'tır. Parçalanan, yeniden toparlanmaya çalışan bu garip aile ve hasta babaları çok şey anlatır size. Ama bu filmi tam anlamıyla aile sorunları nedeniyle izlemeyebilirsiniz. Hatta sırf Gwyneth Paltrow'un sigara içişi için bile izleyebilirim ben kendi adıma.

9-Dogtooth (2009)



Bir Yunan filmi olan Dogtooth (Kynodontas), dış dünya ile bağını tamamen koparmış, kendi hapishanesinde yaşayıp giden bir aileyi konu ediniyor. Kimseyle herhangi bir şekilde iletişim kurmayan bu aile, televizyonda bile başkalarını izlemiyor, sadece kendi çektikleri videolara bakıyorlar. Gittikçe daha da garipleşen filmimiz zaman zaman rahatsız edici görüntülere maruz bırakıyor, izlemeyi bırakmaya bile çalışabiliyorsunuz. Ama garip bir şekilde sonunu ve her ayrıntısını merak etmeye başlıyorsunuz.

10- The Way Way Back (2013)



Steve Carell'ın kadrosunda bulunduğu bir diğer sorunlu aile filmi de The Way Way Back. Annesi, annesinin sevgilisi ve kızıyla birlikte tatile çıkan Duncan, aile içinde sürekli ezilmesi ve düzgün bir baba figürünün olmaması nedeniyle içe kapanık bir çocuktur. Aslında duygularını dolu dolu yaşayan ama dışa vuramayan Duncan, gittikçe daha da çok dışlanır aile içinde. O da yeni bir çevre edinir ve bir otelde havuz görevlisi olarak çalışmaya başlar. Oradaki arkadaşları Duncan'ı ezilmişliğinden, takıntılarından, komplekslerinden arındırarak Duncan'ın gençliğini yaşamasına olanak tanır.

0 yorum:

Yorum Gönder

BİZ KİMİZ?

Biz, farklılıkları biraraya getirmek isteyen sanatseverleriz.
Bumerang - Yazarkafe